SULTANAHMET’ TEN PARİS’E

Gün geçmiyor ki ülkemizden veya dünyanın herhangi bir köşesinden, içimizi burkan, yüreğimizi daraltan, yahu bunu yapanlar insan olamaz dedirten olaylar vuku bulmasın.

Daha geçen gün üzerine belli ki kamuflaj için uzun ve kapşonlu bir üstlük giymiş  bir kız,  Yerebatan Sarayı’nın karşısındaki polis kulübesine giriyor ve üzerindeki bombanın pimini çekiyor.

Boooom., diye bir patlama…Arkadan silah sesleri, kaçışanlar, oraya buraya savrulanlar.

Kızın kendi havaya uçuyor, oradaki gencecik polis evladımızın da ölümüne sebep oluyor. Bombanın pimini çeken kızın o kulübedeki polislerle bir alıp veremediği, bir düşmanlığı filan yok. Belli ki bir şeylere dikkat çekmek istiyor. Onu bu göreve hazırlayanlar onun bu hareketiyle bir yerlere mesaj vermek istiyorlar..

Yahu bu ne gözü dönmüşlük. Nasıl bir dava anlayışı? Ne uğruna böyle hem kendini feda ediyor hem de başkalarının ölümüne sebep olabiliyor? Bu kız nasıl bir halet-i ruhiye içinde böylesi bir kararı alıp uygulayabiliyor?

Bu kız küçük de değil. En azından genç kız çağlarında anladığımız kadarıyla. Gerçi son haberlere göre ilk gün resmi gösterilen kız değil de başka bir kişi karşımıza çıkabilir ama en azından koca bir kız.

Peki bu kızımız bu güne kadar gerek ailesinde, gerek okuduğu okullarda, gerekse de yetiştiği çevrede nasıl bir eğitim aldı acaba onu iyice düşünmemiz lazım değil mi?

Dünya nedir? Hayat nedir? Hayatımızın gayesi nedir ? Ne olmalıdır? Ölüm nedir? Ahiret nedir? Biz ne için yaratıldık? Bir insanın kendi canına kıyma hakkı var mıdır? Bir insan başkasının canına kast edebilir mi?

Bu soruların cevapları üzerinde insanlarımız, çocuklarımız, gençlerimiz ne kadar düşünüyor? Onların düşünüp doğru cevaplara ulaşabilmeleri için ortamlar hazırlanabiliyor mu? Şayet hazırlanmıyorsa hepimizin canını acıtan bu tip olaylar vuku bulduğunda biz kime veya kimlere kızmamız lazım?

Sadece bombayı üstüne bağlayıp pimini çeken canlı bombaya mı? Yoksa onu bu tarz bir canavar ve aynı zamanda bir zavallı hale getiren çevresine mi, ailesine mi, topluma mı, öğretmenlerine mi? Yoksa hepsine mi?

Buna benzer bir olay da dün Yemen de meydana gelmiş. Tam manasıyla aynı değil ama kısmi bir benzerlik taşıyor. Bir canlı bomba, minibüs ile özellikle askeri öğrencilerin toplandığı bir noktanın yanında hem kendini hem aracı patlatmış. Otuz civarında çoğu genç olan kişi ölmüş.

Bu ne vahşet? Hangi inanç veya dünya görüşü bu tip bir olaya cevaz veriyor ben anlayamıyorum? Anlayan varsa ne olur izah etsin. Yemen’de bu olayı gerçekleştirenler için El Kaide deniyor. O zaman hemen başlığı yapıştırmak mümkün: ‘İslamcı terörist’.

İslam böyle bir şeye nasıl cevaz verir.?

Peygamber Efendimiz ( a.s) hayatta olsa böyle bir şeye izin verir miydi? Haşa

Buna benzer bir şeye izin verdiğini siyer kitaplarında görmedik. O’ndan nakledilen hiç bir hadis-i şerifte de bu tip bir şeye rastlamadık…

E peki Türkiye’de bomba patlatan kıza ne diyeceğiz. Onun’ İslamcı terörist’ sınıfına girecek bir belirtisi var mı? Yok. O belki ‘özgürlük savaşçısı’

İkisinde de sonuç: Kendisinin ve başkalarının ölümüne sebebiyet vermek, kargaşa çıkarmak, içinde bulunduğu toplumda daha büyük olayların çıkmasına zemin hazırlamak.

Yazık hakikaten yazık!

Bir olay da dün meydana geldi ki ona da değinmeden geçmemiz mümkün değil…

Fransa’nın göbeğinde birileri bir mizah dergisini basıp 12 kişiyi öldürüyor. Kim bunlar? Kendi bağırmalarına bakılırsa El Kaide. Son zamanlarda El Kaide yerine daha çok IŞİD markasının kullanılmasına tanık oluyorduk ama bu son iki olayda El Kaide markası kullanılıyor. Tıpki Türkiye’de kullanılan yaygın terör markası DHKP-C gibi

Her yere, bölgeye, daha sonraki operasyonlarda yarayacağı işe göre bir terör markası bulmak mümkün…

Fransa’daki olayda baskını yapanlar anlatıldığı kadariyle çok profesyonel. Eğitimli. Güzel Fransızca konuşuyorlar. Fransız kültürü içinde yetişmişler anlaşılan. Bastıkları dergi özellikle son dönemlerde Müslümanlar ile ilgili kışkırtıcı karikatürler çizen bir yer. Sürekli tahrik eden, aşağılayan karikatürler ve yazılar yazıp yayınlıyorlarmış. “Rüzgar eken fırtına biçer derler ya büyüklerimiz” işte o lafı doğrulayan bir gelişme…

Tabii bu tip kışkırtıcı ve tahkir edici fiiller yapıyor olmaları onlara böylesi bir karşılık verilmesini haklı kılar mı? Elbette ki kılmaz…Bunu savunmuyoruz. Üstelik bu eylemleri yapanları şiddetle kınıyoruz. Ne adına yaparlarsa yapsınlar sonuçta bu olay Müslümanların lehine değil aleyhine netice verecek. Avrupa’da ve dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan Müslümanlara karşı yeni bir zulüm dalgası başlayacak maazallah. Aynı 11 Eylül ikiz kuleler olayları sonrasında gördüğümüz gibi..

Bir de bu tip olaylar Irak’da, Suriye’de veya herhangi bir İslam ülkesinde olunca ve ölenler de Müslüman ise, uzaktan küçümseyerek bakıp dudak büken Avrupalılar bu tip şeyler kendi ülkelerinde olunca çok daha büyük tepki gösterip velvele yapıyorlar. Şunu anlamaları lazım. Ölenlerin hepsi insan. Hangi milletten veya dinden olsun farketmiyor. Hepsi ölüyor. Hepsinin anası babası, çoluğu çocuğu var. Hepsi de aynı şekilde üzülüyor ve içleri yanıyor.

Fransızlar kendi içlerinde böyle bir olay olduğunda kendilerinin sebebiyet verdikleri , Orta doğudaki, Afrikanın farklı bölgelerindeki ölümlerin başka insanlarda ne tür acılar yaşattığını belki bir nebze de olsa anlarlar..

Tabii Fransızlar gibi tarihi süreçte eli bu kadar kanlı bir ülke ve orada ölen insanlar için oh olsun ettiklerini buluyorlar diyecek değiliz. Bu olayları yapanları yukarıda da dediğim gibi kınıyoruz. Bu tip olaylar yanlıştır diyoruz. Hele hele bahsedildiği gibi bunu yapanlar Müslüman ise, İslam’ın bu tür olaylara izni olmadığını en iyi onların bilmesi gerekir diye düşünüyoruz.

Niye yaparlar? Kimler yapar? Bu olayların hem kendileri hem de Ümmet için doğuracağı kötü sonuçları düşünmezler mi?

Sabah sabah bu yazıyı yazarken inanın içim daraldı

Ama yazmadan da edemedim

Ömrü hayatımız boyunca sürekli bu tip olayları gördük, duyduk, yaşadık. Tarihte de farklı tarzda bu tip olaylar hep olmuş ve galiba kıyamete kadar da olacak

Peki ne yapacağız?

Öncelikle bizler bu tip olayları yapmayacağız?

Etrafımızda yapan birileri görürsek duyarsak yahu kardeşim saçmalamayın, sakın ha bu aklınızdan geçen şeyleri yapmayın diyeceğiz.

Çoluğumuz çocuğumuz, kardeşimiz, yeğenimiz, yani elimiz kime yetiyorsa onların en iyi şekilde yetişmesi için uğraşacağız. Hayatın, ölümün ahiretin, hesabın, kitabın ne olduğunu anlatacağız. Okullar anlatmıyorsa, toplum anlatmıyorsa biz yine anlatacağız

Yüce Peygamberimizini (a.s) kendisine zulmedenlere karşı “ onlar bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı” diyerek onların hidayete ermeleri için dua ettiğini daima düşüneceğiz…

Bir de bol bol dua edeceğiz. Allah’dan samimiyetle bu insanlara ve hepimize akıl fikir vermesini dileyeceğiz

Bir de bol bol sadaka vereceğiz

Bilirsiniz sadaka belayı defeder derler büyüklerimiz…

Hadi bakalım. Hazreti İbrahim’in duası ile bitirelim

Hasbinallahi ve ni’mel vekil

Bize Allah yeter o ne güzel bir vekildir….

Erhan Erken

Son Devir Haber Portalı

Ocak 2015

 

 

SaveSave

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir